Yunanistan seçimlerini
kazanan radikal sol Syriza’nın vaatlerinden biri vergi sistemini
değiştirmek. Zenginden vergi alamamaktan şikâyet eden vergi memurları
sendikası başkanı, sistemi 'trajedi' diye tanımlıyor.
“Bakın
sizin Türkiye’de öyle bir sisteminiz var ki, vatandaşlarınızın mal
varlıklarını bilgisayarlardan görebiliyor ve takip edebiliyorsunuz. Oysa
biz, kimin nesi var bulmak için bazen 1920’lerden kalma arşivlere
girmek zorundayız. Bu tip bilgilerin bir kısmı bilgisayarlarda değil.
Merkezi planlamamız da yok.”
Yunanistan’da vergi toplayan memurların sendikasının başkanı Tryfon Alexiadis bu sözlerle dert yanıyor.
Alexidais’e
göre, iyi ve adaletli bir ekonomik sistem için vicdanlı vergi
toplayıcıları gerekli ama herkes onlara cep telefonu baz istasyonu
muamelesi yapıyor. Bir yandan iyi sinyal almak istiyor, yani iyi bir
ekonomi istiyor. Öte yandan ise kimse onları evlerinin etrafında
istemiyor.
Yunanistan’daki vergi sisteminin son derece adaletsiz
olduğunu, sendika olarak bu sistemin değişmesi için sürekli eylem
yaptıklarını anlatıyor. Yunanistan’da zenginlerin zenginlikleri oranında
vergi vermediğini, parlamentodaki dostları yardımıyla vergi yasalarını
değiştirebildiklerini söylüyor. “Şaka gibi, ama Haziran
2012’den 31 Aralık 2014’e kadar vergi sisteminde tam 48 değişiklik
yapıldı. Bakın başka bir örnek vereyim, 2009 yılında medyanın, aldığı
reklamlar için vergi ödemesini öngören bir düzenleme yapılmıştı ve bu
düzenleme halkın takdirini kazandı. Ama her senenin son günü, bu yasanın
uygulamaya konulmasını erteleyen yeni bir yasa çıkıyor."
Sendika başkanı Alexiadis, vergi sisteminde 2,5 yılda 48 değişiklik yapıldığını aktarıyor.
[Fotoğraf: Al Jazeera Türk]
54
yaşındaki Alexiadis 27 yıldır vergi memurluğu yaptığını, bu süre içinde
birçok adaletsizliğe tanık olduğunu söylüyor. Yunanistan’da vergilerin
gayrı safi yurt içi hasılanın yalnızca yüzde 22’sini oluşturduğunu, oysa
AB ortalamasında bunun en az yüzde 25 olduğunu anlatıyor.“Biz
vergi memurları olarak bu sisteme karşıyız ve buna direniyoruz ama
vergi mükellefleri de hükümetin bu politikası için bizi suçluyor” diyen
Alexiadis, sendikanın halka derdini anlatabilmek için afişler
bastırdığını anlattı.
Bu afişlerde boş bir cüzdan resminin
yanında, "Adaletsiz vergi sistemi, haraç, el koyma. Vergi memurları da
halkla birlikte barbar vergi sistemine karşı savaşıyor” yazıyor.
"Bankaların peşinden gitmeyiz"
Alexiadis,
vergi memurlarının hükümet neyi emrederse onu yapmak zorunda olduğunu
hangi hesapların peşinden gidileceğine hükümetin karar verdiğini ama bu
kararların genellikle büyük medya kuruluşlarını, bankaları ve büyük
işletmeleri kapsamadığını söyledi:
“Onlara yönelik basit
denetlemeler yaparız yalnızca. Bizi küçük ve orta ölçekli işletmelerin
peşine takarlar genellikle. Üstelik zaten her şeyi kaybetmiş vatandaşlar
söz konusu olduğunda başımızı öte yana çevirme şansımız da yok. Çünkü
bize bir kota sistemi getirdiler ve hepimizin ayda toplaması gereken bir
vergi miktarı var. Bunu dolduramazsak işimizden oluyoruz.”
Vergisini
veremeyen, özellikle gelirinin çok üstüne çıkan emlak vergisini
ödemekte zorlanan vatandaşların, mallarına, banka hesaplarına el koymak
zorunda kaldıklarını, hatta bu insanların gelecekteki gelirlerini bile
müsadere etmeye zorlandıklarını anlatan Alexiadis, böyle davranmak
zorunda kalmanın vergi memurlarına kendilerini berbat hissettirdiğini
söyledi: “Vatandaşların evine el koymamız gerektiğinde bunu
sendika olarak protesto ediyoruz. Bazen yaşlı mükellefler geliyor ve
‘Banka hesaplarıma el koymuşsunuz, cenaze masraflarım ne olacak?” diye
soruyor. Daha dün beni vergi dairesinden bir meslektaşım aradı. Genç ve
işsiz birine, baktığı annesine ilaç alması için kardeşi 120 Euro
göndermiş ama banka el koymuş bu paraya.” “Cehennemden bile kötü”
Alexiadis,
vatandaşların bankalara ve maliyeye olan borçları için trajedi
tanımlamasının bile yeterli kalmadığını, halkı bu duruma düşürenlerin
Lahey Adalet Divanında yargılanması gerektiğine inandığını söyledi:
Alexiadis, mevcut tabloyu Ayşe Karabat'a anlattı. Fotoğraf: Al Jazeera Türk
"Biz
vergi memurları olarak da evlerimizi kaybetme riski ile karşı
karşıyayız çünkü bizim de bankalara borcumuz var. Ülkedeki borç veba
gibi ve buna mutlaka bir çözüm bulmalıyız. Vergilerin çoğu dolaylı
vergi. Bu bile sistemin ne kadar adaletsiz olduğu konusunda fikir
veriyor aslında. Vatandaşların vergi borcu 73 milyar Euro’ya yaklaştı.
Daha önce vergi söz konusu olduğunda sistem cennet değildi ama şimdi
cehennemden bile kötü.”“Zenginler vergi verseydi bu halde olmayacaktık”
Alexiadis,
zenginlerin vergi vermemesine ve sistemin iyi çalışmamasına bir örnek
olarak, yurtdışına çıkarılan paraları gösterdi. Krizin başladığı 2009
yılından, 2011’e kadar 54 bin Yunan vatandaşının paralarını yurt dışına
götürdüğünü, bu kişilerin yalnızca 738’i için denetleme yapıldığını ve
ortalama 365 bin euro vergi ödemeleri gerektiğini ortaya çıkardıklarını
söyledi:
“Eğer hepsi bunu ödeseydi bu en az bir milyar euro
demekti ki bu rakam da emlak vergisinden toplamaya çalıştığımız rakama
eşit. Yunanistan’da vergi kaçırmanın maliyeti yılda 15 milyar Euro’yu
buluyor. Bunun bir kısmını bile toplamamıza olanak verecek bir
sistemimiz olsaydı, bugün ülke içinde bulunduğu durumda olmayacaktı,
mali yardım programı altına girmeyecektik.” “Bizimle alay ettiler”
Hem
kızgın vatandaşlarla baş etmek, hem de kendi öfkelerine engel olabilmek
için, öfke kontrolü eğitimleri aldıklarını anlatan Alexiadis, “Bu
eğitimi vermeye çalışmalarının bizimle alay etmek olduğunu biz başından
beri sendika olarak söyledik. Böyle bir eğitime değil, gerçek ve
adaletli bir vergi sistemine ihtiyaç duyduğumuzu defalarca söyledik.”
Bununla
birlikte birçok çalışma arkadaşının ağır psikolojik sorunları olduğunu,
sağlıklarının olumsuz yönde etkilendiğini anlatan Alexiadis, “İyimser
olmaya ve arkadaşlarıma da iyimserlik aşılamaya çalışıyorum. Onlara,
işiniz ve kişiliğinizi birbirinden ayırmaya çalışmalarını tavsiye
ediyorum,” diye konuştu.
Adaletli bir vergi sistemi için çabuk
öğrenen, kararlı, geliri ile doğru orantılı yaşamayı baştan kabul eden
ve işinin bir mücadele olduğunu hiçbir zaman unutmaması gereken vergi
memurlarına da ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Alexiadis, Yunanistan’da
vergi memurlarının sayısının da az olduğuna ve bir kısmının da tasarruf
tedbirleri nedeniyle işten çıkarıldığına işaret etti:
“Almanya da her 730 kişiye bir vergi memuru düşüyor, Hollanda da her 550 kişiye. Biz de bu oran 1127 kişiye bir vergi memuru.”
Την εκτίμηση ότι από την νεα ρύθμιση αποπληρωμής των οφειλών με έως και 100 δόσεις ενδέχεται να αποκλειστούν πολλοί φορολογούμενοι “που δεν μπόρεσαν να πληρώσουν την παλιά ρύθμιση του Οκτωβρίου ή και του Νοεμβρίου” διατυπώνει ο αντιπρόεδρος της Ομοσπονδίας Εφοριακών,Τρύφωνας Αλεξιάδης σε συνέντευξή του στο ΑΠΕ ΜΠΕ. “Από ό,τι φαίνεται, αυτοί θα αποκλειστούν. Ελπίζουμε να επικρατήσει η λογική, να υπαχθούν όλοι όσοι θέλουν στη ρύθμιση, διότι αυτή τη στιγμή έχουμε φορολογούμενους με 2-3 παλιές ρυθμίσεις.Να δώσει το Υπουργείο Οικονομικών τη δυνατότητα για μια νέα αρχή διότι όπως συζητάνε οι πάντες για το αν είναι βιώσιμο το χρέος της χώρας πρέπει να καταλάβει το ΥΠΟΙΚ ότι τα χρέη προς το υπουργείο δεν είναι βιώσιμα για τις επιχειρήσεις, ξεπεράσανε πλέον τα 70 δισ” τονίζει ο κ. Αλεξιάδης.
Η πρόταση των Εφοριακών είναι να υπάρξει “μια γενναία ρύθμιση η οποία να μη σχετίζεται με έναν αριθμό δόσεων, αλλά με το μηνιαίο διαθέσιμο ποσό κάθε πολίτη” υπογραμμίζει ο κ. Αλεξιάδης. “Φοβούμαστε ότι και αυτή η ρύθμιση όταν συνδέεται με έναν απόλυτο αριθμό και δεν συνδέεται με το πραγματικό διαθέσιμο εισόδημα του πολίτη δεν θα έχει αποτέλεσμα. Δυστυχώς, το ΥΠΟΙΚ έχει αποφασίσει να λειτουργεί όπως στο παρελθόν και τώρα, χωρίς διάλογο με τους εφοριακούς, τους λογιστές, τους οικονομολόγους”.
Η συνέντευξη του αντιπρόεδρου της Ομοσπονδίας εφοριακών Τρύφωνα Αλεξιάδη στο ΑΠΕ ΜΠΕ έχει ως εξής:
Κύριε Αλεξιάδη η κυβέρνηση καταθέτει στη Βουλή σ/ν για τη ρύθμιση έως 100 δόσεις των οφειλών προς την εφορία και τα ασφαλιστικά ταμεία.Πώς κρίνετε αυτή την κίνηση;
Απ.Θεωρούμε, καταρχήν, θετικό το ότι υπάρχει μια διαδικασία ρύθμισης των χρεών στην εφορία με πολλές δόσεις, γιατί μέχρι τώρα επικρατούσε ένας παραλογισμός στο ΥΠΟΙΚ και ζητούσαν από τους φορολογούμενους να ρυθμίσουν τις δόσεις τους μόνο σε 12, κάτι το οποίο δεν μπορούσε να γίνει. Βεβαίως, οι πληροφορίες που έχουμε δεν είναι τόσο θετικές σε σχέση με τη ρύθμιση που έρχεται, διότι θα αποκλειστούν από τις δόσεις πάρα πολλοί επιχειρηματίες, μικρομεσαίοι κ.λπ. που έχουν χρέη πάνω από 15.000. Είναι πολύ μικρό το όριο των 15.000 και επίσης θα αποκλειστούν πολλοί φορολογούμενοι που δεν μπόρεσαν να πληρώσουν την παλιά ρύθμιση του Οκτωβρίου ή και του Νοεμβρίου.
ΕΡ. Αυτοί αποκλείονται;
Απ.Από ό,τι φαίνεται, αυτοί θα αποκλειστούν. Ελπίζουμε να επικρατήσει η λογική, να υπαχθούν όλοι όσοι θέλουν στη ρύθμιση, διότι αυτή τη στιγμή έχουμε φορολογούμενους με 2-3 παλιές ρυθμίσεις.Να δώσει το Υπουργείο Οικονομικών τη δυνατότητα για μια νέα αρχή διότι όπως συζητάνε οι πάντες για το αν είναι βιώσιμο το χρέος της χώρας πρέπει να καταλάβει το ΥΠΟΙΚ ότι τα χρέη προς το υπουργείο δεν είναι βιώσιμα για τις επιχειρήσεις, ξεπεράσανε πλέον τα 70 δισ.
Ερ.Αυτό είναι και το μεγάλο θέμα, κ. Αλεξιάδη. Μιλάμε για δραματική κατάρρευση των εισπράξεων μέχρι τώρα;
Απ.Στην ουσία μιλάμε για διάλυση των δημόσιων εσόδων, διότι από το 2009 όταν ήταν περίπου 32 δισ. τα ληξιπρόθεσμα, αυτή τη στιγμή ξεπέρασαν τα 70 δισ. και επειδή το επόμενο χρονικό διάστημα θα υπάρχουν μεγάλες φορολογικές υποχρεώσεις για τους πολίτες, πρέπει το ΥΠΟΙΚ να λειτουργήσει με λογική. Δεν μπορεί να κλείσει τα αυτιά στους πολίτες και στην κοινωνία.
Ερ.Ποιες είναι οι προτάσεις των εφοριακών;
Απ.Επειδή είχαμε δει τι πρόβλημα πάρα πολύ νωρίς, από τον Ιούνιο του '12, και υπάρχει αναρτημένο στο σάιτ της Ομοσπονδίας, προτείναμε μια γενναία ρύθμιση η οποία να μη σχετίζεται με έναν αριθμό δόσεων, αλλά με το μηνιαίο διαθέσιμο ποσό κάθε πολίτη, διότι φοβούμαστε ότι και αυτή η ρύθμιση όταν συνδέεται με έναν απόλυτο αριθμό και δεν συνδέεται με το πραγματικό διαθέσιμο εισόδημα του πολίτη δεν θα έχει αποτέλεσμα. Δυστυχώς, το ΥΠΟΙΚ έχει αποφασίσει να λειτουργεί όπως στο παρελθόν και τώρα, χωρίς διάλογο με τους εφοριακούς, τους λογιστές, τους οικονομολόγους.
Ερ.Το τελευταίο διάστημα ακούγονται πολλά για το νέο μισθολόγιο στο Δημόσιο και για περικοπές αποδοχών με βάση τη λεγόμενη προσωπική διαφορά. Σε τι αφορά αυτό τους εργαζόμενους στις εφορίες, αλλά και γενικότερα στο ΥΠΟΙΚ;
Απ.Πρώτα από όλα, να τονίσω το προκλητικό της είδησης, δηλ. άνθρωποι που έχουν πολύ καλές αποδοχές, όπως οι βουλευτές, άνθρωποι που έχουν ειδικό φορολογικό καθεστώς, όπως οι βουλευτές, συζητάνε πώς θα κάνουν περικοπές σε άλλους εργαζόμενους. Ως εφοριακοί είμαστε σαφείς, δεν δεχόμαστε περικοπή ούτε ένα ευρώ. Αφού έχουν ξεκινήσει να δίνονται αυξήσεις στο δημόσιο τομέα, ζητάμε όχι απλά να μη γίνουν περικοπές, αλλά να δοθούν αυξήσεις και σε μας. Οι εφοριακοί σε όλη την Ευρώπη έχουν ειδικές αποδοχές, γιατί έχουν και ειδικές συνθήκες εργασίας. Δεν ζητάμε να διαφοροποιηθούμε, αλλά να ανταμειφθούμε ανάλογα με την εργασία μας.